Son derece sıra dışı ve çoğunlukla olumsuz durumlarla hatırlanacak bir takvim yılını geride bırakmak üzereyiz. Yılın neredeyse tamamını salgın hastalığın getirdiği zincirleme problemlere karşı pozisyon almaya çalışarak geçiriyoruz. Her gün onlarca vatandaşımız salgından hayatını kaybederken, on binlercesi yeni vaka olarak kayıtlara geçiyor. Salgının oluşturduğu şartlara aynı zamanda ekonomik durgunluk, yüksek enflasyon ve işsizlik gibi salgın öncesi de varlığını sürdüren problemler ekleniyor.
Böyle bir ortamda Euromonitor, 10 Kasım 2020 tarihinde Türkiye Tüketici Davranışı araştırmasını yayınladı. Araştırma 8 alt başlıkla Türkiye’deki tüketicilerin tüketim davranışlarını inceliyor.
Bu alt başlıklar arasında; ev yaşamı, yeme-içme alışkanlıkları, iş hayatı, serbest zaman, sağlık, ekolojik sürdürülebilirlik, alışveriş ve teknoloji bölümleri yer alıyor.
Şimdi bu başlıkların detaylarına kısaca değinelim:
Ev Yaşamı
Salgının başlangıcı ile birlikte evde geçirilen vakit arttı. Bu artışla beraber araştırmaya katılan 1032 katılımcı, evde görsel içerik izlemeyi artırdığını ifade ediyor. Bu etkinliği internette gezinme, ev temizliği ve evin düzenlenmesi, aile bireyleri ile sosyalleşme, ev içinde egzersiz yapma, akraba ve arkadaşları telefonla arama ve çevrim içi alışveriş sırasıyla takip ediyor. Evden çalışma ve uzaktan eğitim ise en alt iki sırayı paylaşıyor.
Yeme-İçme Alışkanlıkları
Salgınla birlikte Türkiye’deki tüketici davranışının önemli ölçüde değiştiği başlıklardan biri yeme-içme alışkanlıkları olarak açıklanıyor. Öyle ki, araştırmaya katılan 1043 katılımcının %79’u evde yemek pişirmeyi tercih ediyor. Evde yemek pişirme oranını, ısıt-ye türü önceden işlenmiş gıdaların tüketimi, restorana giderek paket servis yaptırma, restoranda yemek yeme ve restorandan sipariş verme takip ediyor. 2020 yılında Türk tüketicisinin atıştırmalık ürünlere ve içeceklere olan talebi de önemli ölçüde artmış durumda.
İş Hayatı
Araştırmaya katılan 1043 katılımcıya iş hayatından beklentileri sorulduğunda, katılımcıların %44’ü yüksek gelir elde etmeyi iş hayatından en büyük beklentisi olarak belirtmiş. Bu faktörü sosyal güvence elde etme, iş hayatı ve sosyal hayat arasında denge sağlayabileceği bir işte çalışma, iyi bir yönetici ile birlikte çalışma, etik ve sosyal sorumluluğa önem veren bir işletmede çalışma, başarılı bir işletmede çalışma ve kendine benzer insanların olduğu bir işletmede çalışma faktörleri takip ediyor. Türkiye’de iş hayatından beklenen önemli faktörlerde son iki sırayı evden çalışma olanağı talebi ve iyi bir kurum içi eğitim alma beklentisi alıyor.
Serbest Zaman
Türkiye’de serbest zamanı değerlendirme yöntemleri sorulduğunda, katılımcıların %53’ü haftada en az 1 kez arkadaşlarıyla çevrim içi olarak sosyalleştiklerini ifade ediyorlar. Bu etkinlik, salgınla birlikte yerleşen en önemli etkinlik alışkanlığı olarak göze çarpıyor. Bu etkinliği sırasıyla arkadaşlarla ev dışında sosyalleşme, alışverişe çıkma, sportif etkinliklere katılma, günlük geziler yapma, çevrim içi sertifika veya eğitim programlarına katılma etkinlikleri izliyor.
Sağlık
Salgın nedeniyle evde geçirilen vaktin artması, bedeni ve zihni canlı ve güçlü tutmaya yönelik etkinliklerin talep edilmesine neden oluyor. “Sağlığınızı korumak için neler yapıyorsunuz?” sorusuna 904 katılımcı spor etkinliklerini artırdıkları şeklinde cevap vermiş. Bu etkinlikler arasında yürüyüş yapma, koşu yapma ve tempolu yürüme, bisiklet sürme, bireysel veya grupla birlikte spor yapma ve yoga yapma bulunuyor. Tüketilen ürünler bakımından ise katılımcıların %76’sı tükettikleri ürünlerin içeriğini kontrol ettiklerini ve %49’u besin değerleri tablosunu incelediklerini belirtiyor.
Alışveriş
Türkiye’de tüketici davranışı ve alışveriş ilişkisi her zaman ilgi gören konular arasında yer alır. Bu süreçte özellikle çevrim içi satın alma oranları arttı. Çevrim içi ürün satın alan tüketici sayısı arttı. Dayanıklı malların yanı sıra, hızlı tüketim mallarının çevrim içi satın alma oranı arttı. Market alışverişini çevrim içi yolla yapmayı sağlayan işletme ve mobil uygulama sayısında artış oldu.
Araştırmaya katılan katılımcıların %31’i haftada en az 1 kez ev ihtiyaçları için alışveriş yaptıklarını belirtirken, kişisel bakım ve temizlik ürünleri, tekstil ve ayakkabı siparişi, elektronik ürünlere yönelik talebini de korudu. Tatil için yapılan harcamalar ise azaldı.
15-19 ve 20-29 yaş arası tüketici en çok tekstil ve ayakkabı için harcama yaparken, 30 yaş ve üzeri yaş aralıklarında öncelik market alışverişine veriliyor. Tüketiciler, satın alacakları ürünü araştırmak için ağırlıklı olarak cep telefonlarını ve bilgisayarları kullanıyor. Mağazaya giderek veya başka tüketicilere sorarak araştırma yöntemleri daha az kullanılıyor.
Teknoloji
Türkiye’de yaşayan tüketicinin iletişim kurma alışkanlıkları önemli ölçüde değişti. Öyle ki, araştırmaya katılan katılımcıların %72’si telefonunda en az bir adet iletişim uygulaması olduğunu ve iletişim kurmak için bu uygulamayı sıklıkla kullandığını ifade ediyor. 6 farklı yaş aralığına göre yapılan araştırmada tüm yaş grupları cep telefonunu en çok iletişim ve mesajlaşma uygulamasını kullanmak için aktif hale getiriyor. Sosyal paylaşım siteleri, görsel içerik izlemek için indirilen uygulamalar, fotoğraf ve video uygulamaları, çevrim içi oyun uygulamaları tüketicilerin yoğunlukla kullandıkları diğer uygulamalar olarak öne çıkıyor.
Türkiye’deki tüketicilerin cep telefonu kullanma alışkanlıklarını şekillendiren önemli aktiviteler bulunuyor. Bunlar arasında telefona indirilen müzikleri dinleme, müzik platformuna üye olarak müzik içeriğinden faydalanma, çevrim içi bankacılık hizmetlerini kullanma, GPS ve navigasyon ile yön bulma, sağlıkla ve sportif etkinlikle ilgili verileri kontrol etme, ürünlerle ilgili değerlendirmeleri okuma veya izleme, fiyatları çevrim içi olarak karşılaştırma, telefondaki uygulama üzerinden yiyecek-içecek siparişi verme, fiziksel mağaza içinde çevrim içi ödeme yapma gibi hizmetler cep telefonu aracılığıyla kullanılıyor.