Yapay zeka, iş dünyasını hızlı bir şekilde dönüştürüyor ve etkisi önümüzdeki yıllarda daha da artacak gibi görünüyor. İş yerinde yapay zekanın yükselişi, işlerin bazı yönlerini iyileştirme potansiyeline sahip. Ancak kamuoyundaki tartışmaların çoğu, yapay zekanın çalışanları işlerinden etme potansiyeline ve bunun geçim kaynakları üzerinde yaratabileceği ciddi etkilere odaklanmış durumda.
Daha az tartışılan ancak aynı derecede önemli bir diğer nokta ise yapay zekanın çalışanları eğitmek, becerilerini geliştirmek ve onları işe hazırlamak için de etkili olarak kullanılabileceği.
Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 İstihdamın Geleceği Raporu, otomasyon arttıkça insanlar ve makineler tarafından iş yerinde görevler için harcanan sürenin 5 yıl içinde eşit olacağı ortaya konuldu. Rapora göre, 2025 yılına kadar 26 ülke ve 15 sektörde 85 milyon iş yerinden edilecek. İşverenlerin %80’inden fazlası uzaktan çalışmayı daha geniş bir alana yaymayı ve iş süreçlerini dijitalleştirmeyi planlıyor.
Bu anlamda insanlığın önündeki zorluk, iki nedenden dolayı daha da büyük olacak gibi görünüyor: Birincisi, corona virüs küresel ekonomiye büyük bir zarar vererek, 2020’nin ikinci çeyreğinde çalışma saatlerinin tahmini %14’üne ve yaklaşık 400 milyon tam zamanlı işin kaybına neden oldu. İkincisi, otomasyon teknolojileri, pandemi sırasında artan bir hızla geliştirilmekte ve ticarileştirilmekte birlikte artan miktarlarda veri, bilgi işlem gücü ve deneyimden yararlandıkça sürekli artan kapasitesiyle sabit kalmaktan çok uzak.
Yapay zeka yenilikçilerinden oluşan yeni bir grup, dünyanın dört bir yanındaki çalışanların yalnızca yapay zekanın sunduğu riskleri değil, aynı zamanda faydalarını da görmeleri için harekete geçti ve yapay zekanın çalışma hayatını olumlu etkileyebileceği 4 yolu paylaştı.
1. Yeniden Beceri Kazandırma ve Becerilerin Geliştirilmesine Yatırım Yapın
Bazı yapay zeka girişimleri, bugünün çalışanlarını gelecekte teknolojinin yaratacağı fırsatlara hazırlamak amacıyla çalışanların mevcut becerilerini temel alan kişiselleştirilmiş eğitim programları oluşturmak için yapay zeka algoritmalarını kullanarak çalışanları doğrudan yeniden eğitmeye ve becerilerini geliştirmeye odaklanıyor. Örneğin, Kaliforniya merkezli EdCast, çalışanların becerilerinin ayrıntılı bir değerlendirmesini gelecekteki işgücü piyasası ihtiyaçlarının veriye dayalı analiziyle birleştirerek, kullanıcıların gelecekteki potansiyel işleri belirlemelerine ve bunları güvence altına almak için ihtiyaç duydukları beceri ve nitelikleri kazanmalarına olanak tanıyor.
2. Öğrenimi Günlük Aktivitelere Dahil Edin
Diğer yenilikçiler, çalışanların becerilerini sürekli olarak geliştirmeleri ve gelecekteki iş gücü ihtiyacını karşılamak için kapasitelerini genişletmeleri amacıyla öğrenmeyi günlük iş faaliyetlerine yerleştirmeye odaklanıyor. Örneğin, Kanadalı girişim Axonify, çalışanların vardiya başına 3-5 dakika harcadıkları ve bir yapay zeka algoritması ile bireysel ihtiyaçlarına uygun öğrenme ve performans iyileştirme için oluşturulan “mikro öğrenme” fikrine öncülük etti.
3. İşçileri Yeni Fırsatlara Uyumlayın
Yapay zeka odaklı yeniden beceri kazandırma, çalışanları aksamalara karşı hazırlamaya yardımcı oluyor. Ancak aynı zamanda çalışanları yaratılan yeni fırsatlara uyumlamak gerekiyor. Yapay zeka bu noktada da yardımcı olabiliyor; SkyHive ve Kalido gibi girişimler, çalışanları bireysel becerilerine, kariyer hedeflerine ve eğitim ihtiyaçlarına göre mevcut organizasyonlarının içindeki ve dışındaki yeni fırsatlara uyumlanmalarını sağlayan yapay zeka odaklı platformlar yarattı.
4. Yeni Nesil İşçileri Hazırlayın
Yapay zeka yalnızca bugünün çalışanlarını geleceğe hazır hale getirmek ve onları yarının fırsatlarına uyumlamak için değil, aynı zamanda yeni nesil işçileri teknolojiyle kesintiye uğramış ve dönüştürülmüş bir geleceğe hazırlamak için de kullanılıyor. Örneğin, Yeni Delhi merkezli girişim ConveGenius, her öğrencinin öğrenme ihtiyaçlarını değerlendirmek ve işçi ve vatandaş olarak başarılı olmak için ihtiyaç duydukları eğitim içeriğini sunmak için yapay zekayı kullanarak kaliteli eğitime en sınırlı erişime sahip Hindistan’daki 100 milyon öğrenciyi hedefledi.