SmartMole’s: Kök ve suyun, gerçek zamanlı olarak konumlarını bildiren tarım girişimi

Türkiye, Aralık 2020’den bu yana artan kuraklık riski ile karşı karşıya. Yağışların azalmasıyla başlayan meteorolojik kuraklık, tarımsal ve hidrolojik kuraklığa da dönüşüyor. Türkiye ve Dünya’nın dört bir yanında tehlike sinyalleri veren su ve çölleşen toprakları korumak için SmartMole’s siber fiziksel teknolojileri tarımda ve peyzajda %50’den fazla su, gübre tasarrufu sağlayarak sürdürülebilir tarım için umut oluyor.

SmartMole’s girişiminin kurucusu Ziraat Yüksek Mühendisi A. Ömer Yuluğ, “Yanlış sulama, gübre, gereksiz pulluk ve kimyasal kullanımı nedeniyle yılda 24 milyar ton toprak sonsuza kadar kaybediliyor. Topraktaki bakteri ve mikroorganizmaların yok edilmesi toprağın ölmesi anlamına geliyor ki, bir şeyin sürdürülebilir olması için yaşaması gerekiyor. Basınçlı sulama sistemlerinde gübrenin yüzde 75’i, suyun %54’ü ve hatta fazlası boşa gidiyor” dedi.

Neden basınçlı sulama sistemlerine geçiş fayda sağlamıyor?

Basınçlı sulama yöntemine geçiş ancak teorik olarak tasarruf ettirir. İşletme döneminde tasarrufun gerçekleşmesi ancak toprağın altında olup biteni gerçek zamanlı gözlemleyerek vanaları yönetmekle mümkündür. “Bitkinin etkili kök bölgesi nerede” sorusu önemli çünkü sadece bu kısım sulanmalı. Toprakta sulama sırasında su ve gübre etkili kök bölgesi sınırını geçmemeli. Fakat bu sınırı tarlada gören ve bilen maalesef yok. Çiftçi nasıl tasarruf ederek doğru sulamayı yapabilecek ve doğayı koruyabilecek? Bunları çiftçinin gerçek zamanlı görebileceği bir teknoloji dünyada bugüne kadar geliştirilememişti. SmartMole’s ile çiftçilerin toprağın altındaki gözleri olabilen yüksek teknoloji patentlenip, %97 oranında milli ve yerli olarak üretildi ve çiftçinin hizmetine sunuldu. Artık çiftçiler kökü, suyu ve gübreyi izleyebilerek sulama sistemlerini yönetebiliyorlar.

Tek bir merkezden park ve bahçelerin sulama sistemlerini yönetebiliyoruz

Yuluğ, “Bu ciddi yatırım çiftçiler, belediye park ve bahçeleri için geliştirildi. Geleceğimiz için doğayı korumak ve sürdürülebilir tarıma destek olmak hedefimizdi. Bu sistemle tek bir merkezden, seraların, tarlaların, park ve bahçelerin sulama sistemlerini yönetebiliyoruz. Parçalı tarla ve parkların tek bir parçaymış gibi verimli yönetimi ciddi işçilik tasarrufu da sağlıyor.

Suyun kapiller hareketini gerçek zamanlı ve üç boyutlu olarak algılıyor

Siber fiziksel sistem donanım ve bulut tabanlı yapay zeka yazılımından oluşuyor. En önemli kazanımı dünyada başka örneği olmayan toprak profilinde suyun kapiller hareketini gerçek zamanlı ve üç boyutlu olarak algılayabilen kapiller hareket sensör modülüne (SmartCapillarity) sahip olmasıdır. Bitkinin etkili kök bölgesini tespit eden SmartRoot (Akıllı kök) modülü ile de entegre çalıştığında köklerin yerinin tespit edilmesi ve sadece bu bölgenin sulanıp gübrelenmesini gerçek zamanlı olarak izlemeyi sağlayan bu sensör yapısı, kablosuz olarak robot merkez ile haberleşir. Robot merkez sensör verilerini bulutta bulunan yapay zekaya iletir. Yapay zeka ürettiği paradigmalar ile vana guruplarını yönetir ya da manuel yönlendirmeyi kullanıcıya gerçek zamanlı olarak iletir.

Kök ve suyun gerçek zamanlı olarak konumlarını bildiren röntgen cihazı

SmartMole’s ile bitkinin kökünün nerede olduğu ya da nereye kadar gelişmesinin istenildiği sensörler ile izlenebilmekte ve yönetebilmekte. Kökü özellikle suyu emen kılcal kısımları istenen bölgede yoğunlaştırarak imar edilebiliyor. Kökler doğa kanunları gereği suya yürür. Suyu toprak profilinde gözlemleyerek etkin dağıtmak sağlıklı, geniş hacimli köklerin ve bitkilerin gelişmesi anlamına geliyor, bu durum girdi maliyetlerini düşürerek verimi artırıyor.

Yapay zekaya sahip siber fiziksel teknoloji insansal hataları engelliyor

İşin kökünde yapay zekâ var. Doğa kanunlarının müsaade ettiği üst sınıra kadar tasarruf sağlayarak verimi artırılıyor. Teknolojik gelişmelere ayak uyduran bilinçli toplumu desteklediklerini ve insan odaklı yararlı teknolojilerle kişisel çözümler ürettiklerini belirten Yuluğ, “Bu Tarım 5.0‘dır”, ara yüzümüz kullanıcı için çok basit ve eğitseldir. Arka plandaki karmaşık fen kaideleri ve matematiksel ilişkilerle kullanıcıyı yormuyoruz” şeklinde görüşlerini belirtti.

Doğa kanunları teknoloji ile uyumlanıyor

Sistemde sulama yöntemi ne olursa olsun toprakta birim miktar suyun maksimum toprak hacmine yayılabilmesi sağlanabiliyor. O hacim sadece etkili kök bölgesi ile sınırlı kalıyor. Bu hedef bölgeye kök yönetim bölgesi deniliyor. Sadece kök yönetim bölgesinde köklerin gelişmesi, sadece bu bölgenin sulanması ve gübrelenmesi sağlanıyor. Bu teknoloji insan kaynaklı hataları bertaraf ediyor.

Altın kural, doğa kanunlarının teknoloji ile buluşması

Dijital teknolojilerin doğa kanunları ile uyumsuz olmaması gerektiğini belirten Uluğ; “Ziraat ve doğa bilimlerinden anlamayanlar tarafından geliştirilen birçok dijital teknoloji daha etkin bir şekilde küresel ısınmanın, çölleşmenin, nitrat kirliliğinin etkilerini artırmaktan başka işe yaramıyor. Her teknoloji doğanın yararına değil. Bunun ayrımının sahada yapılabilmesi zor. Bu nedenle teknoloji üretenler ticari kaygıdan uzak etik değerlere ve doğa kanunlarına saygılı olmalı ve teknoloji geliştirmelidirler. Bilgili ziraat mühendisleri bu oluşumlarda liderlik etmelidir.” dedi.