Dünyayı etkisi altına alan pandemiye karşı pek çok girişimci icatlarıyla mücadele veriyor. Bu alanda Türk kadın girişimciler de adlarından sık sık söz ettiriyor. Yerli ateş ölçer, maske üretimi, biyomoleküler malzeme, hastane robotu gibi ürünlerle öne çıkan girişimciler, iç piyasanın ihtiyacını karşılarken ihracata da yelken açıyor.
Pandemi sırasında ve yeni normal dönemde ateş ölçerler hayatımızın önemli bir parçası haline geldi. Restorandan iş yerine, otelden AVM’ye her yerde artık girişlerde ateş ölçülüyor. Ateş ölçerlerin yok sattığı bir dönemden geçtik. Bu alanda yerli üretim de çok az. Yerli üretime soyunan girişimcilerden biri Sezen Saral. Cep telefonu, tablet üretimi yapan Reeder’ın kurucu ortağı. Mart ayı itibariyle ateş ölçer üretimine de başladı. Mısır, Libya ve Azerbaycan’a da ihracat yapıyor.
15 bin adetlik üretim
Saral, mart ayında üretime başladıklarını anlatarak, “Önce Çin’den bir numune getirip satışa sunduk. Kısa sürede de üretime geçtik. Üretim için Karadeniz Kalkınma Ajansı’ndan hibe aldık. Ateş ölçerleri Türkiye’de üretmeye başladık. Bu dönemde teknoloji tarafında üretimimiz talebe bağlı olarak azalmıştı. Üretimimizi birkaç farklı makine alarak dönüştürdük. Çin’de iş birliği içinde olduğumuz firmanın bilgisinden yararlandık. Çok iyi ateş ölçer üretir hale geldik. Böylece hem ülkeye faydalı bir şey yaptık hem de çalışanlarımızın işlerini koruduk ve üretimimizin devamlılığını sağladık” diyor.
Mart ayından beri 15 bin adet Reeder Thermo markasıyla ateş ölçer üretmişler. Teknoloji tarafında bulundukları telekom operatörleri, dağıtıcılar ve sanal satış olmak üzere her kanala ürünlerini vermişler. Saral, ilk üretime başladıklarında hammaddenin yüksekliği, pandeminin getirdiği zorluklar nedeniyle ürünlerinin fiyatının 499 TL olduğunu, ancak zamanla fiyatların düşmesi ve kendilerinin de daha hızlı üretim yapmaya başlamasıyla ürünlerini 249 TL’den satmaya başladıklarını aktarıyor.
Açık var
İlk başlarda talebin çok yüksek olduğunu ifade eden Saral, “Şu anda pazar biraz daha stabil hale geldi. Biz de işi iyice öğrendik. Ateş ölçer de diğer ürünler gibi portföyümüzdeki bir ürün haline geldi. Üretimi çok hızlandırdık. Bundan sonra üretime de hep devam edeceğiz. Türkiye’de bu alanda yerli üretim açığı var” diye anlatıyor.
Saral, Reeder Thermo’nun teknik özelliklerini de, “Bazı ürünler bir saniyede ölçüm yaparken bizimki yarım saniyede ölçüyor. Bazılarında hata verme oranı yüksek. Thermo’yu doğru yakınlıkta 5 santim ve daha kısa yakınlıkta tutarsanız hata oranı binde bir. Çok hızlı ve doğru ölçüyor” şeklinde sıralıyor.
Reeder, tablet, cep ve yerli çocuk saati üretimi yapıyor. Sezen Saral, pandemide yavaşlayan teknoloji üretiminin de son günlerde normale dönmeye başladığını belirtiyor.
Pek çok ödülü var
Reeder, 2010 yılında kuruldu. İlk olarak e-kitap okuyucu işine girdi pazarın şekillendirmesiyle tablet alanına kaydı ve ilk yerli tableti üretti. 2018’de Samsun’da yatırım yaparak büyük bir yerli teknoloji üretim fabrikası kurdu. İlk yerli üretim çocuk saatini de geliştirdi. Sezen Saral, Kadın Girişimcileri Derneği (KAGİDER), Garanti Bankası’nın kadın girişimci yarışması ve eBay’in yarışmalarında en başarılı kadın girişimci ödülü de aldı.
Günde 200 bin maske
Pandemi sürecinde ve yeni normalde maske hayatımızın vazgeçilmez unsuru haline geldi. Maske üretimine soyunan kadın girişimcilerden biri Fisun Usta. Pak Yıkama adıyla otellere çamaşır yıkama hizmeti veren firması bulunan Usta, kısa sürede üretimini dönüştürerek maske üretmeye başladı.
Usta, gençliğinden itibaren iş hayatının içinde olan ve girişimci bir vizyonla hareket eden bir isim. Evlendikten sonra ailesine ait otellerde tekstil bakım ve yönetimindeki kalite sorunlarını görerek bu alana girmiş. O dönemde otel çamaşırları otellerin içinde yıkanıyordu. Profesyonel bir çamaşırhane boşluğunu gören Usta, ilk endüstriyel otel çamaşırhanesini 1988 yılında açtı. Pak Yıkama’yı yıllar boyunca büyüttü. Şu anda İstanbul Tuzla’da 22 bin metrekarelik alanda biri otellere, diğeri hastanelere hizmet veren iki tesisi bulunuyor. Ayrıca RFID destekli tekstil takip sistemini geliştirdi. USTEK RFIED Solutions’ı kurdu. Burada da çipler, okuyucular ve yazılımlar tasarlayarak, üretiyor ve 30’dan fazla ülkeye satıyor.
Pandemi ile endüstriyel çamaşırhanenin özellikle otellere hizmet veren tesisinin işlerinin tamamen durduğunu anlatan Usta, çözümü maske üretimine girmekte buldu. Fisun Usta, personeli işten çıkarmamak adına dışarıdan uçuk fiyatlara temin edilen maskeleri kendileri üretmek için hızlı bir fizibilite çalışması yaptıklarını söylüyor. Usta, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“İlk aşamada çamaşırhane kapsamında hazır bulunan dikim atölyemizden de faydalanarak maske üretimine başladık. Sonrasında hızlıca otomatik üretim, ultrasonik dikim ve ultraviyole sterilizasyon hatları kurduk ve üretimi profesyonelleştirdik. An itibariyle üretim kapasitemiz günde 200 bin adet seviyesinde. Satışlarımız milyonlar seviyesinde ilerliyor.”
İhracata hazırlanıyor
Maske ihracatında hibe koşullarının gevşetilmesi ile ihracat hazırlıklarına da başladı. Çok yakın zamanda maske ihracatı yapacak. Fisun Usta, maske üretimine fabrikasında özel ve büyük bir alan ayırmış. Usta, şunları anlatıyor: “Otomatik makineler, ultrasonik dikim hatları, UVC sterilizasyon tünelleri ile profesyonel bir üretim hattı kurduk. Maskelerimiz 3 katlı, dış katman etkin koruyuculuk için su itici, orta katman üstün filtrasyon yeteneğine sahip, yüze temas eden iç katman ise konfor için su emici özellikte. Maskelerimizin filtrasyon etkinliğini bağımsız bir laboratuvar onayladı. Maskelerimiz kutulanmadan önce 35 saniye UV ışını ile sterile ediliyor.”
Kovid-19’la biyo mücadele
Biyomühendislik firması BacPolyZyme’nin kurucusu Dilek Kazan, normal maskelerin N95 kalitesinde üretilmesini sağlayan bir biyo malzemeyle öne çıkıyor. Kazan, maskelerin uzun süreli kullanımında terleme nedeniyle sorunlar yaşanabildiğini ve yüze değen bölümlerde kızarmalar olabildiğini vurguluyor. Onun girişiminde su tutma kapasitesi çok yüksek Amerikan Gıda ve İlaç Yönetimi (FDA) tarafından kabul edilen ve tamamen biyo uyumlu biyolojik esaslı polimer var.
Koruyuculuk artıyor
Kazan, “Maskelerin koruyuculuğunu artırmak, ciltte uzun süre temasla oluşan sorunları azaltmak amacıyla ürettiğimiz mikrobiyal temelli nano yapıdaki biyomalzemeyi filtre olarak kullanabilir miyiz diye düşündük. Bu doğrultuda, bir üniversiteyle ortak çalışıyoruz. Filtrenin bir bariyer görevi görerek, hem kişiyi hem de çevreyi koruması amaçlanıyor. 12 saat ve uzun süreli kullanımlarda yaşanılan olumsuzluklar, nem emiciliği ve hücre uyumluluğu sayesinde minimuma indirilecek” diyor.
Ürünün kişilerin kullanımına hazır hale gelmesi için çalışmaları sürdürüyorlar. Dilek Kazan, şunları anlatıyor:
“Şu anda farklı yöntemlerle ürettiğimiz malzemeyi, maskelerle nasıl birleştireceğimiz konusunda testler yapıyoruz. Pandemi ve sonrasında normale dönüş sürecinin olumsuz etkilerini minimuma indirerek, gerekli kimyasalları temin ederek, testlerimizi tamamlama gayreti içerisindeyiz. Testlerimiz tamamlandığında elde ettiğimiz aktif ve pasif özellikte biyopolimerin entegre edilmesi ile Kovid-19 ve benzeri salgınların yayılmasının önlenmesine katkı sağlanması ve dışa bağımlı kalınmadan yerli kaynaklarla üretim yapılarak, ihtiyaç duyulan sağlık ekipmanları temin edilmesini hedefliyoruz.”
Hem girişimci hem öğretim üyesi
Kazan, İTÜ Kimya Mühendisliği’ni bitirdikten sonra Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde mikrobiyal fermentasyon teknolojileri üzerine yüksek lisans ve doktora yaptı. TÜBİTAK MAM Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü’nde, Enzim ve Fermentasyon Teknolojisi Laboratuvarı’nda, ticari enzim konusundaki projelerde çalıştı. 2001’de Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde göreve başladı. Halen bu üniversitenin Biyomühendislik Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor.